Duygusal Twittwer Sözleri

Duygusal Twittwer Sözleri

Sayfa İçeriği:

Duygusal Twittwer Sözleri, Duygusal Twittwer Sözleri Kısa, Duygusal Twittwer Sözleri Facebook, Duygusal Twittwer Sözleri Twitter, Duygusal Twittwer Sözleri Whatsapp, Duygusal Twittwer Sözleri Yeni, Duygusal Twittwer Sözleri instagram,Çok En Duygusal Twittwer Sözleri, Çok En Duygusal Twittwer Sözleri Kısa, Çok En Duygusal Twittwer Sözleri Facebook, Çok En Duygusal Twittwer Sözleri Twitter, Çok En Duygusal Twittwer Sözleri Whatsapp, Çok En Duygusal Twittwer Sözleri instagram

EN DUYGUSAL TWİTTER SÖZLERİ

Duygusal anlarınızda paylaşabilieceğiniz duygusal sözleri hazırladık sizler için.Sayfamızdaki Duygusal Twittwer Sözlerini dilediğiniz gibi arkadaşlarınızla ve dostlarınızla paylaşabilirsiniz.Dilerseniz Sayfamızdaki DuygusalTwitter Sözlerini  sosyal medyada Facebook Twitter ve Whatsapp ta paylaşabilirsiniz.Yorum ve görüşlerinizi bizimle paylaşın.

Ey gönlümün sessiz sahibi… Ey gönlümün imkansız sevdası… Ey vazgeçilmezim ama bi türlü kavuşamadığım yar… Hadi gel de hasretim dinsin... Yüreğimin gözyaşları silinsin…geceme huzur , kalbime mutluluk ver..

Dört yanı hüzünle çevri yara parçasına ‘aşk’ denilirmiş. Yüreğimin coğrafyasına düşünce anladım..

Al sana gökkuşağı, saçına takarsın. Al sana bulut, gözyaşını atarsın. Al sana kalbim, sorun değil sıkılırsan kurşun sıkarsın..

Kalbime saray inşa etmeye çalışman çok güzel bir davranış. Ama keşke temeli atıp, derince kazdıktan sonra bırakıp gitmeseydin..

Ben ne kadar zilzurna sarhoş olsamda yaşadıklarımdan çıkarken hesabı ödeyecek kadar ayığım..

Aşk uyudu ranzalarda, düşler eskidi gitti. Islığıma gömüyorum kalbimdeki sözleri..

Sana verebileceğim beyaz sayfalarım yok! Her yanımı seninle karaladım ben..

Sen susunca çok yoruluyorum! Acaba neyi anlatmıyorsun..

Belkide konuşuyordur gözlerin. Ama ben gözce bilmiyorum. Sessizce biliyorum. Usulca biliyorum. Masumca biliyorum..

Allah yol vermiş, yordam vermiş, iz vermiş.Niye gelmiyorsun..

Yum gözünü aç elini. Yüreğim senindir. İster cam kenarına koy, güneş alsın.İster can kenarına koy, hep sende kalsın..

Dışarıya yağmur.Yüreğime hasret.Fikrime sen.Nasıl yağıyorsunuz üçünüz birden bir bilsen..

Senin gülüşün cennetten atılan bir ekmek kırıntısı gibi! Ben ise bir serçe gibi, karın tokluğuna seviyorum seni..

Gözlerimin içindeki ülkemsin. Her sokağın ayrı bir devrim..

Yüzüme okunmuş bir dua gibisin sevgilim. Çok şükür bugün de aşığım sana..

Ben hiç pazarlık etmedim duygularım için, Hele de sana ithaf olunanlar için.. Yüreğim yettiğince sevdim, yetmeyecekse yaklaşmadım bile.

İnsanlar tanıdım yıldızlar gibiydi, hepsi parlıyordu, hepsi gökteydi. Ama ben seni, güneşi seçtim, bir güneş için bin yıldızdan vazgeçtim.

Sesini duyabilme umuduyla yaşadığım hayat yüzünü göremediğim için çekilmez olsada sesini duyabildiğim için yaşamaya değer.

Sana öyle bir yar olurum ki, bana bin defa aşık olursun. Senden öyle bir ayrılırım ki kendini bin defa gömülmüş bulursun..

Kirli bi çocuk yüzüyüm kapında; ama dünyanın en temiz gözleriyle bakıyorum sana. Şeker değil istediğim, yüreğini koy avuçlarıma..

Nedir bilemiyorum; sana bakınca kendimi görüyorum, sana gelirken kendimden gidiyorum; ve senden giderken kendime gelemiyorum..

Hasretini söküp atmaya kalksam kendimden; yorgun ellerimle ne kadar uzağa fırlatabilirim ki?

Gülmek için mutlu olmayı bekleme, belkide mutluluk gülüşünde saklıdır, sakın gülmekten vazgeçme, senin bir gülüşün için yaşayan vardır.

Gün gelir beni unutursan beni hiç sevmemişsindir ama gün gelir beni hatırlarsan beni hep sevmişindir.

Paramız yok ki manitamız olsun biz adıyamanlıyız canımız sağ olsun.

Aşk oda sıcaklığına göre maddenin üç halini de alabilir. Bağırıp küfrederken katıdır, öpüp kokladığınızda sıvıya dönüşürken, kapıyı çarpıp çıktığınızda ise buharlaşır..

Ben özgürlüğüne düşkün bir insanım ama, kapatırsan beni sol göğsünün kafesine, sesimi bile çıkarmayacağım..

Sen aslında gitmedin öyle değil mi? Eskisi gibiyiz hala, hala çocuklar gibi; herşey şakacıktan..

Bir gece yarısı uyanıp “oh be rüyaymış” diyebilseydim keşke gidişine..

Kuşlara benzer kelimeler, odana dolarlar bir akşam. Nereden gelirler bilinmez. Kâh çığlık çığlığadırlar, kâh sesleri işitilmez..

Sesimi duymamak için direnen kulaklar bari gönlümü dinlesin. Ben susmalıyım ki tüm zor cümleler gönlümü dinleyenlere kalsın. Dilimle konuşmak canımı çok acıttı..

Düşünsene bir gün beni soruyorsun, aldığın cevap başın sağolsun..

Ben renklerin en siyahını hak ettim mi. O kadar beyaz severken seni..

Ya sevmelisin adam gibi rol yapmadan,yada gitmelisin bu şehir bir intihara sahne olmadan..

Susmak yorucu bir lisan. Ama taştan soğuk gözlerine anlam yüklemeye gücüm kalmadı artık..

Sefaletimin nedeni yok’sulluk değil, yoksun’luk..

Aslında suçum yok inanın bana hakim bey, bende yakmak istemezdim bu şehri, ama ne yapayım, üşümüşse sevdiğimin elleri..

Hayat yolunda çıplak ayakla dolaşma hayal kırıkları ayagına batabilir.

Kadınlar basit ve değersiz şeylerden hoşlanırlar Mesela erkeklerden.

Bu sabah mavı bulutları avucuna mutlulukları gonlune ve SEVGIMI usulca kalbıne bırakıyorum.

Seni unutmak kolay mı sandın gülüm her gece yatışımda yastıgıma sarıldığımda seni arar oldum yanımda ama sen yalnız bıraktın beni şu garip başımla.

Çok gördük dışı doublex, içi bodrum katı aşkları. Ben müstakil yalnızlığımla mutluyum..

Şimdi kelebeğin kanatlarında yazılı adın, dokunsan silinecek; dokunmasan ölecek..

Hayatın matematiğinin farklı olduğu hep sonradan anlaşılıyor. Ve anlıyor ki insan; değer vermek yalnızca matematikte işe yarıyor..

İnsan gerçekten tamamen unutamıyor eskiyi. Mutlaka taşıyorsun yanında ona dair bir şeyi. Aklında adını, kıçında yediğin tekmeyi!

Aşık gibi sevmezsen kardeş gibi sev beni demiştim; sen de öyle sevdin. Bu aşkın Habil’i ben oldum Kabil’i sen!

Başıma bela olduğun günden beri hep söylerim, Allah belamı versin!

Herkesin bir son baharı vardır; Kiminin  yaşamadan yaş’landığı…Kiminin yaş’lanmadan yaşadığı…

Bakmayın öyle tabii ki de ağlamıyorum, giden sevgilinin ardından su döküyorum..

Ah be sevgili! Slow müzik tadındaydı beraberliğimiz, gidişin remix’li oldu; kop’tun gidiyorsun..

Mutlu olmanı istesemde, bir başkasının senin içini ısıtacağını bilmek. Benim hep içimi üşütücek..

Yağmurun en güzel tarafı bu:Herkes aynı derecede ıslanırken ,Ağlayanın gözyaşı belli olmuyor!

Benim şiirlerim çay kokar, düşlerim sade sen.Demlikte nefesin, bardakta gamzen…

Bazen, gözlerinin tanımadığını yüreğin tanır.Histen köprüler kurarsın, mesafeler utanır..

Ben sadece kışın karpuzu, yazın portakalı özlerdim. Şimdi bir de sen çıktın başıma..

Hangi Veda Cümlesinden Bahsediyorsun Sevgili? Sen Gitmeye Yeltendiğin Andan İtibaren;Ben Vurdum “Hoşçakal”ın Sandalyesine Tekmeyi..

Benden su katılmamış şiirler istiyorsun. Kalem mi yazıyor sandın? Ben harfleri denizlerden söküp tek tek, gözlerimden süzüyorum. Göremiyorsun..

‘Hayatım” desen ömrüm uzardı, şimdi dilime adın değse midem bulanıyor..

Seçtiğin yolda sana mutluluklar diliyorum. Unutmak alışmaktır. Unutursun demiyorum.Ama alışacaksın biliyorum..

İşte böyle canım benim galiba kayıp, cennet için cehennemde şafak sayıp, geçiyor günlerim ertesine ertelenik, ruhumdan yüzüme donuk bi mimik…

Bugüne kadar hiç akıllıca bir şey yapmadım, seni bile deli gibi sevdim..

Kursak diye bir yer var. Heveslerim, hayallerim, sevdiklerim, dostluklarım.Hepsi orada..

Sevmek zor iş, ne maaşı var ne sigortası, bir ayrılığı var bir de gözyaşı..

Sığmadın içime sevgili, bu yürek, bu şehir, ve özünü bulduğun şu garip sevda sana dar geldi..

Aynada gördüğüm yüzün, dudağı gam, gözleri hüzün. Ben geceye hapsolmuşum, adı var kendi yok gündüzün..

Senin, çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara bere içinde olsun dizlerim, yüreğim kadar acımaz nasıl olsa..

Ayrılığın resmini çizdim sarı odalara, yüreğimi soğuttum zemheri ayazında. Sonra uzun uzun rüzgarın gülüşünü seyrettim çaresizce. Ve gecenin en koyulaştığı yerde ölümü kucakladım masmavi yüreğimle..

Bir gün bir köşede sızıp kalırsam, el tanımasa da sen tanır mısın? Sorsalar sana kim bu diye, bakıp yaptığından utanır mısın?

Öğretmenim, alfabeyi say, dedi. Saydım. Derin bir bakış attı bana. O nerde, dedi. ‘O’ artık ‘Ö’ldü öğretmenim..

Ey gönül! Şimdi sorarım sana, hangi aşk daha büyüktür? Anlatılarak “DİLE” düşen mi? Anlatılmayıp “YÜREK” deşen mi?

Özledim gözlerini, beş dakika uyan az.Çok değil, gözlerinin kabesinde bi namaz..

Beynimde cevabı ölüm olan bir soru; aşk yalan ise, yüreğimdeki acı niye gerçek?

Ülkenin farklı şehirleriydik. Ben sürgün yeri, sen başkent.İsyan sende başlardı, cezasını çekmek bana kalırdı..

Boğazıma takıldı sevdan. 3 kere sırtıma vur helal de; Alışık değilim harama, ondan olacak herhalde..

Benim sevgim kocaman bir okyanus olsa ne fayda. Sen yüzmeyi değil üzmeyi bildikten sonra..

Ateşim sen ol yanması benden, kaderim sen ol çekmesi benden, kurşunum sen ol sıkması benden, Azrailim sen ol ölmesi benden..

Susmak yaksada içimi, hiç karartmadım yüreğimi.Keşkelerim var belki ama üzmedim kimseyi..

Unutmak gerekiyormuş unutulma pahasına, zaman değilmiş gideni getiren, aslında zamanmış var olanı götüren..

Eş olan, aşka eştir. “Eş” değer, nefesten ötedir. Ötemde özüm var, özüm nefesin ötesinden ötedir..

Benden seni seviyorum dememi bekleme sevgili. Bizde zikir sessiz çekilir..

Bir Gün Uğrarsan Sol Göğsümün Altındaki Kente.Hüzünlü Bir Sesle; “Buralar Eskiden Hep Benimdi” Diyeceksin Kendine..

Kahretsin Ki; Dinlediğim Her Şarkıda Seni Anımsatan,Ya Gözlerin, Ya İhanetın Var..

Mesafeler hep muamma, hep uzak. Esaretin gömülü tenime; hep alengir, hep tuzak. İşlenmiş boynuna yıldız parıltısı gümüşler. Hem bunca yakınken, hem çaresiz, hem uzak..

Çünkü aşk, yaralıyken asla bulamayacağınız garip bir kan grubudur..

Biz kimseyi incitmeden,kimse bizi incitmeden yaşayamaz mıydık?

Çocukken hiç oyuncağın olmadı mı senin? Neden bu kadar çok oynuyorsun hayallerimle?

Öfkeni yapraklara yaz sonbaharda dökülsün, derdini rüzgara yaz estikçe uzaklara götürsün, sevgimi kalbine yaz, öldüğünde seninle gömülsün..

İki kıyı gibiyiz. Bizi ayıran deniz aslında tek bağımız. Senin üstünden geçen bulut, benim yağmurum. İki kıyıyız hep, biraz uzak ama sonsuza dek birarada..

Mutluluktan hiç ağlamadım ama,sinirden güldüğüm çok oldu..

Herkes birbirine sığınıyor bu devirde.Aşk acıya, acı gözyaşına, ben sana, sen ona.ÖYLE İŞTE..

Beklemek, şimdi hiç duymayan birine, dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız. Peki ya umut? Umut, şimdi hiç görmeyen birine, gök kuşağını anlatmak kadar zor ve imkansız..

Ben yalnızca sevdiklerimden korkarım.Çünkü beni sadece onlar incitebilir..

Belki Kurduğumuz Hayaller Biter Diye Düşlerde Bir Sen Biriktirdim Yüreğime..

Ben senin gözlerinde ölülerin bile şahit olamayacağı cenneti gördüm..

Yağmura yakalanırsan, benden kaçtığın gibi yağmurdan kaç.Çünkü bulutların arkasında aşkı için ağlayan benim..

Bana bir kere susma hakkı verseydin sana neler söylemeyecektim. Oysa sen hep payına susmaları aldın.bana ise hep sensizliğin ezeceği vakitlerle savaşmak kaldı..

Vazgeçilmezimdin bilirdim.Yokluğunda sen komasına girerdi bedenim..

Sosyal Medyada Paylaşın:
Önceki Yazı
Sonraki Yazı

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM